Ülkemizde ve Dünya genelinde 2020 yılı itibariyle hayatımıza giren Covid-19, pek çok konu ile birlikte şehirlerimizde aydınlatma konusunun önemine de bir kez daha ortaya koymuştur. Özellikle salgın döneminin kısıtlamaları kamusal alanların kullanımının önemini ön plana çıkarırken, bu alanlardan gece saatlerinde de faydalanılabilmesi için aydınlatma ihtiyacının karşılanması konusundaki sorumluluğumuzu da hatırlatmıştır. Bununla birlikte yine kısıtlamaların bir sonucu olarak kamusal alanlarda bulunan insan yoğunluğu verisinin kullanılmasının gerekliliği ise belki de gerçek anlamda akıllı şehir olmak yolunda bizlere ışık tutmuştur.

Şehirlerimizde aydınlatma bugüne kadar gün ışığının olmadığı saatlerde şehrin çeşitli yönlerden kullanımını sağlamak, şehre emniyet, güvenlik, yönlendirme, ortam, manzara, sosyal etkileşim, reklam, kimlik gibi pek çok yarar sunmak amacıyla yapılmaktadır. Bir başka ifade ile aydınlatma şehrin her yerindedir ve pek çok farklı ihtiyacın temelindedir. Bu sebeple de akıllı olmak yolunda emin adımlarla ilerleyen şehirlerin çözüm arayışlarının en vazgeçilmezi aydınlatma uygulamaları ile iş birliği yapabilmek ve aydınlatma ekipmanlarını kullanabilmektir.

Bu ölçekte düşündüğümüzde bir şehrin enerjisinin verimli yönetimine katkı sağlamaktan, toplanan hava durumu verilerini kullanarak yolların görüş mesafesinin ne zaman azaldığını veya buzlanma olasılığının daha yüksek olacağının tahmin edilmesine veya söze başlarken belirttiğimiz gibi bir kamusal alanda insan yoğunluğunun tespitine kadar aydınlatma uygulamaları ile çözüm sağlamamız mümkündür ve şehrin her yerinde olan, donanımları sebebiyle farklı sistemler ile entegre olabilen, elektrik alt yapısını hazır bulunduran dış aydınlatma armatürlerinin akıllı armatürler olarak üretilmesi de bu çözümün anahtarıdır.

Unutmamalıyız ki bir armatürün akıllı olması akıllı sürücülerin üretimi ve bir şehrin akıllı olması için ihtiyaç olan verilerin tespit edilmesi, bu verilerin toplanması için uygun sensörlerin üretimi ve son olarak da bu verilerin toplanarak kullanıma sunulması ile doğrudan ilişkilidir. Bu bahsi geçen bileşenleri veya hizmetleri sunabilmek de üreticilerimiz için gelişim ve büyüme fırsatlarının kapılarını açmaktadır.

Bu kapı şu anda Türkiye’de ve Dünya’da tüm üreticileri açıktır. İlk harekete geçen, Ar-Ge çalışmalarına bileşenlerin üretimi için yön veren, hizmetleri sunabilmek için iş birlikleri yapabilen üreticiler akıllı şehirlerin çözüm ortakları olabilecektir.

Çok yakın gelecekte üreticimizin Türkiye’de ve Dünya’da akıllı şehirlerin çözüm ortağı olmasına inancımız tamdır.

Fahir GÖK